28 Ekim 2008 Salı

konuşuyoruz ama ne konuşuyoruz?


yazıp yazmamakta tereddüte düştüğüm bir konuydu ülkemizde yayınlalan spor programları.fakat 6 pas programını izledikten sonra kesin yazmalıyım dedim.yapılan yorumların basitliği ve futbol dışı oluşunu ve hatta kişilere birer saldırı niteliği taşıdığını görünce yazmamak ayıp olurdu.acaba diyorum bu insanların yorumlarının bu kadar futbol dışı olmasını halk mı istiyor.yani şöyle düşündüm,'eğer biz işin içine biraz iddialı ve gürültü kopartacak sözler katarsak halk bize ilgi duyar'bu mantıkla hareket ettiğini düşündüğüm bir çok spor programı var maalesef.yoksa ahmet çakar neden arda turan için 'köpek' tabirini kullansın ki.işin ilginci de halkın da bu tür programlara genel anlamda ilgi duyduğu kanısıdır.maalesef doğruluk payı da vardır bu kanının.galiba tartışma kültürümüzün saldırıya dayalı olmasının da bir payı var bu tip programlarda.bu programlarda bir de tartışmalı pozisyonların analizi yapılıyor.bu analizleri ilk başlatan maraton programıydı ve 'oynatalım uğurcum'repliğiyle hafızalara kazınmıştı.hakemlerimizin saniyenin bilmem kaçı kadar bir zamanda gördüğü(göremediği) pozisyonlar saatlerce tartışma konusu oluyor.tabi gerçeklerin halka gösterilmesi adına güzel bir iş.fakat çoğu zaman da pozisyonlar hakkında yorum yapılırken gürültü patırtı çıkıyor ve program kişilerin dalaşmalırıyla sabote edilip asıl işlevini yitiriyor.(iki kişinin yürüttüğü programlar hariç)bu eleştirileri yaparken bazı programları hariç tutmak gerektiğini de belirtmeliyim.gerçekten sadece futbolu yorumlayan programlar da var.sadece futbolu yorumlayan programların artması dileğiyle...

Hiç yorum yok: